DÜNYANIN ORTAK DEĞERİ RUBİK KÜPÜ

The Speed Cubers +7

Uzun yıllardır hayatımızda olan ve her çocuğun en az bir kez ilgisini çekip edinmek istediği Rubik Küpü… Dünyanın belki de en çok satılan oyuncağı…

Nedir bu renkli küpler?

Rubik Küpü, geometri ve üç boyutlu şekillerle ilgilenen Macar heykeltıraş ve mimarlık profesörü Ernő Rubik tarafından 1974 yılında icat edildi. 1975 yılında HU170062 numaralı Macar patentini alan Rubik, uluslararası patent için başvuruda bulunmadı. İlk deneme üretimi 1977’nin sonlarına doğru yapılan küp, Budapeşte’de oyuncakçılara dağıtıldı. İşte böylelikle Rubik küpün hikayesi başlamış oldu.

“Rubik Küpü” diye bilinen standart 3×3×3’lük modelin her yüzünde 9 kare olmak üzere alanı toplam 54 karedir. Yüzeyindeki kareler genel olarak altı farklı renk ile etiketlendirilmiştir. Bulmaca çözüldüğünde küpün her yüzü tek renkten oluşur.

2007 yılına kadar 300 milyon adet satıldığı ve dünyanın en çok satılan oyuncağı olduğu söylenir.

Rubik Küpü, şampiyonası yapılan bir spor ve tüm dünyaya yayılmış halde… En kısa sürede küpü çözmek üzere kurulan yarışmaların içeriğinde; tek elle çözmek, karanlıkta çözmek gibi pek çok alternatif yer alıyor. Yarışmacılar yüzlerce formülasyonu ezberliyor ve bunu kas hafızalarına oturtuyorlar.

Eğer sizin de çocuğunuzun ilgisini çekiyorsa ya da hem eğlenceli hem de geliştirici bir hobi kazandırmak istiyorsanız ona bir “Rubik Küpü” hediye edebilirsiniz.

O zaman gelin bir de şu anda dijital platformlarda bulunan ve sadece 40 dakikada izleyebileceğiniz “The Speed Cubers (+7)” belgeselini birlikte inceleyelim.

Bu belgesel bir zeka küpünü anlatmakla kalmıyor. Dostluğun ve rekabetin birlikte olabileceğini, dünyaya farklı gözlerle bakan insanların ortak bir araçla buluşabilceğini de bizlere gösteriyor.

Rubik Küpü yarışmacılarından Felix ve Max’e odaklanan bu belgeselde aralarında iletişim mercek altına alınıyor. Max’in özel bir durumu var ve bu durum anlaşıldığından beri ailesinin verdiği destek de izlemeye değer.

Max otizmli bir birey ve bu belgeselde otizmli bireylerin ve çocukların da hayata karışıp diğer çocuklarla birlikte sosyallaşebileceği, birlikte yarışmalara katılıp, yemekler yiyebileceği, otizmli bir bireye nasıl yaklaşılması gerektiği çok güzel aktarılıyor.

Siz de çocuğunuzla dostluğu hissedip, rekabetin yıkıcı olmadan da yaşanabileceğini görmek ve bu çılgın renkli küplerin sihirli dünyasına bir göz atmak istiyorsanız önerimizdir.

İyi seyirler

Tiyatro Eğitmeni ve İçerik Yazarı

Eylül Eryiğit

Alışveriş Sepeti