İNANMANIN GÜCÜ

Her yıl mayıs ayının başında, doğanın yeniden canlandığı o güzel günlerde, insanlar bir araya gelir ve Hıdırellez’i kutlarlar. Hıdırellez, baharın gelişi, toprağın uyanışı ve umutların tazelendiği çok eski bir gelenektir.

Anadolu’nun pek çok yerinde, Hızır ve İlyas’ın yeryüzünde buluştuğuna ve insanlara sağlık, bereket, şans getirdiğine inanılır.

Bu özel gecede insanlar dilek diler, doğayla ve birbirleriyle yeniden bağ kurarlar. Kimisi dileğini bir gül ağacının altına gömer, kimisi bir kâğıda çizer ya da yazar, sonra sabaha kadar bekler… Ateşler yakılır, üzerinden atlanır. Sanki kışın ağırlığı ateşin öbür tarafında bırakılır da, neşe ve hafiflik taşınır yeni güne.

Çocuklar içinse Hıdırellez, bir hayal kutusudur. İstedikleri şeyleri düşünür, düşlerini toprağa fısıldarlar. Böylece hem doğaya kulak verirler hem geçmişten gelen bir geleneği yaşatırlar. Hıdırellez, sadece bir dilek günü değil; köklerimizi, doğayı ve umudu birlikte hatırladığımız bir kültür bayramıdır.

Her Hıdırellez, bize hatırlatır: Umut etmek bir gelenek, hayal kurmaksa nesilden nesile aktarılan bir sihirdir. Ve her Hıdırellez gecesi, gökyüzü biraz daha parlak olur… Çünkü o gece, en çok çocuklar inanır mucizelere.

Tiyatro Eğitmeni ve İçerik Yazarı

Eylül Eryiğit