Yazı İçeriği
ToggleKÜÇÜK CADI KİKİ (+5)

Hayao Miyazaki filmlerinin büyülü dünyası ile hala tanışmadınız mı?
İşte şimdi tam zamanı… Sadece çocukların hayal gücüne bir kapı açmakla kalmıyor Miyazaki, yetişkinlerin de ruhuna dokunuyor.
Çocukları renkli hayal dünyası ile etkilerken, yetişkinlerin kalbine dokunup belki de bu dünyadaki uykularından uyandırıyor. Evet o yetişkin uykusundan…
“Çocukların ruhlarının, daha önceki kuşaklardan gelen tarihsel hafızanın mirasçıları olduğuna inanıyorum. Büyüdüklerinde ve gündelik dünyayı deneyimlediklerinde, söz konusu hafıza gittikçe daha da derinlere iner. Ben, işte o seviyeye ulaşan filmler yapmak zorundaymışım gibi hissediyorum.” Diyor Miyazaki.
O zaman hadi gelin hala tanışmadıysanız bir film ile Miyazaki ile tanışalım.
Sizler için en muhteşem klasiklerden biri olan “Küçük Cadı Kiki (+5)”yi izleyip inceledik.
Buyrun birlikte yorumlayalım…
“Az önce bir şey uçtu! Bir kuş muydu? Hayır, hayır, kuş değil. Bir kız çocuğu. Evet, uçan bir kız çocuğu.”
Cadılar tam 13 yaşına bastıklarında, gelenekleri gereği evden ayrılıp kendi ayakları üzerinde durmak için bir yolculuğa atılırlar. Kiki, kara kedisi Jiji ile bu deneyim dolu maceraya atılmak üzere yola koyulur ve bir fırında iş bulup çalışmaya başlar. Süpürgesiyle fırının dağıtım işlerini yapar…
Her yeni yolculuğun getirileri olacağı gibi Kiki de bu yolculuk ve gelişim sürecinde birçok serüven yaşar. Kiki’nin yetişkinliğe adım atıp, kendini kabul ederek geçtiği evreler hem ruhumuza dokunacak hem de bize biraz hüzünlü bir mutluluk verecek.
Kiki, fantastik yetenekleri olan bir karakter olmasına rağmen, çocuklarımıza çok güzel örnek olabilecek bir rol model. Hepimiz kendi ilhamımızı bulmalıyız ve bu bazen kolay olmaz. Kiki’nin ilham yolculuğu sadece çocuğunuza değil, belki de size de ilham olur. Çoğumuz, kendi kalıplarımıza sıkışmış bir dünyada yaşıyor. O kalıpların içinin belki de uçsuz bucaksız bulutlara açılabileceğini fark edebiliriz. Tıpkı çocukların bulutları gördüğü gibi…
Çünkü “Kiki, kıyafetin ne renk olduğu önemli değil. Önemli olan içindeki kalp.”
Eylül Eryiğit
Tiyatro Eğitmeni ve İçerik Yazarı