Yazı İçeriği
ToggleMY OCTOPUS TEACHER (7+)

Sizlere şimdi de çok güzel bir belgesel önerisi ile geldik…
Belgesel denince sıkılan pek çok kişi olabilir ama bu bakış açısı “Ahtapottan Öğrendiklerim” ile tamamen değişecek…
Haydi o zaman dostluğun yani bir bağın familya, ırk, yaş, cinsiyet, zaman, mekan, fark etmeden nasıl kurulabildiğine bir göz atalım…
Güney Afrika yosun ormanlarında geçen bu serüvende bir ahtapotun bir insanla olan temasına, vahşi doğaya, doğayla iç içe geçirilen bir zamanın insanı nasıl değiştirebileceğine tanık olacağız.
Çoğu insana uzaylı gibi görünen bu canlı ile aslında pek çok açıdan benziyoruz. Aslında onlar için evrimde kabuğunu kaydeden salyangozlar diyebiliriz. Kabuğunu bir köşeye bırakabiliyor çünkü ahtapotlar zekasına güveniyor.
Bu belgeselde bir ahtapotu her gün görmeye gidip, onun hayat akışına ve doğasına müdahele etmeden sadece gözlemleyerek onunla güven bağı kuran bir adamı seyrediyoruz.
Belgeselin ilerleyen dakikalarında çocuğunu da bu derin keşfe katarak birlikte su altındaki bambaşka hayatın izini sürüyorlar. Özelikle su altındaki yaşama ve hayvanların doğasına meraklı bir çocuğunuz varsa mutlaka izlemelisiniz. Doğanın kendine ait bir akışı olduğunun da bahsederek tabii…
Belgeselde geçen en çarpıcı söz ise;
Doğada geçirilen saatlerin bir çocuğa katacağı en önemli şeyler konusunda…
-Kuvvetli bir kişilik anlayışı
-Özgüven
-Ve en önemlisi nezaket…
Doğayı anlayabilmek ve onunla uyumlanabilmek bir bakıma kedimizi anlamak ve özümüz ile barışmak anlamına geliyor. Şehir hayatındaki sıkışık anlayışa kısa bir mola vermeye ne dersiniz?
İyi seyirler
Tiyatro Eğitmeni ve İçerik Yazarı
Eylül Eryiğit