Yönetmen: Sean Charmatz
Süre: 90 dakika
Gösterime yeni giren ve kısa sürede dijital platformlarda top listeye ulaşan “Orion And The
Dark” fimini sizler için seyrettik. Gelin birlikte inceleyelim.
Korkulacak tek şey korkunun kendisidir.
Orion adını en parlak takım yıldızından alan her şeyden ürken bir çocuktur. Her şeyden derken lafın gelişi değil; arılardan, böceklerden, diğer çocuklarla iletişim kurmaktan, otobüsten ve en çok da karanlıktan…
Her gece çığlıklar eşliğinde uyumaya çalışırken bir gün Dark’ın (Karanlık) canına tak eder ve Orion’un ondan korkmaması için onu ikna edecek karanlık bir yolculuğa çıkarmayı teklif eder. İlk başta bundan çok korkan Orion sonunda ikna olur ve diğer gece varlıklarıyla da tanışacağı bir serüvene atılır. Uykusuzluk, Sessizlik, Uyku, Açıklanamayan Sesler ve Tatlı Rüyalar…
Diğer gece varlıkları Orion’un bu atılacağı serüvenden endişe duysalar da sonunda kabul ederler ve yolculuk başlar.
Bu yolculukta bir sürü macera yaşayan Orion, Light’ın (Işık), Dark’tan çok daha güzel olduğunu düşünmeye devam edince Dark dünyayı terk etmeye karar verir ve işler karışır. Sürekli aydınlıkta kalmak sanıldığı gibi çok da parlak bir şey değildir.
“Yıldızları engelleyen bir şehir inşa ediyorlar ve sonra bakmak için sahte yıldızlar yaratıyorlar.”
Bu iç içe geçmiş hikayede Orion’un çocukluğunu, yetişkinliği ve yaşlılığını izliyoruz. Nesilden nesile aktarılan karanlık hikayesi ile…
Bazen hayat karışıktır belki de karışıklığını kabul etmeliyiz ve korku hissedilen bir duygudur sevgi gibi üzüntü gibi onu hissetmeye de izin vermeliyiz. Bizi esir almasına izin vermeden tabii. Çünkü gözlerimiz en iyi karanlıkta görür.
(…)
“Ve gözlerim karanlıkta görür en iyi
Belki de dünya artık fazla parlaktır
Çok gürültülü, çok bencil ve kavgaya hazır.
(…)
Bir zamanlar ışık olmamasını karanlık sanırdım.
Ama onun yıldızları en parlak gösterdiğini öğrendim”
O zaman bu filmi siz de izleyin çocuğunuzla ve karanlığın içindeki parlaklığı fark edin.
İyi seyirler 😊
Eylül Eryiğit
Tiyatro Eğitmeni ve İçerik Yazarı
